Türk-İslam Tarihinde Hanım Sultanlar 1 Raziyye Sultan

 Raziyye  Sultan

        Şems’üd-din İl-tutmuş, bütün Kuzey Hindistan’ı elinde toplayarak “Şemsiyye hânedânını kurdu (1211-1266). Devleti, Delhi başkent olmak üzere, büyük kısmı ile Pencâb’ı ve Multan’ı, Lahor’u, kuzeyde Gazne’ye kadar uzanan bölgeleri ihtiva ediyordu.  Moğollar’dan kaçan kalabalık Türk kitlelerini memleketine kâbul etmek suretiyle, Kuzey Hindistan’da Türk İslam kültür hayatının devamını sağlayan İl-tutmuş, 1235 yılına kadar Bengal, Gwalior’dan başka Uccayn’ı da kendine bağladı ve Halife kendisini “Hindistan Sultanı” olarak tanıdı (1229). Ölümü (1236)’nden sonra, kabiliyetsiz oğlunun yerine, kızı Raziyye, Sultan oldu (1236-1239). Fakat babasının yetiştirmiş olduğu “Çihlgân” diye anılan 40 kumandan karışıklık çıkardılar. Bunlar otorite tanımaz kimseler olmakla beraber yurtlarına Moğollar’ı sokmayacak kadar vatansever idiler. Nihayet Şemsiyye âilesinden Nâsreddin Mahmud inzibatı sağlamak için 40’lardan Balaban’ı iş başına getirdi.

Delhi Türk Sultanlığı

 Delhi Türk Sultanlığı (1206-1413)

       Bu devlet, Afganlı Gur hükümdarı Muizz’üd-din Muhammed’in 1192’de Kuzey Hindistan’a vâli tayin ettiği Kutb’üd-din Aybeg tarafından kurulmuştur (1206). Daha vâli iken Aligarh’ı, Benares’i ve ünlü Bihâr kalesini ele geçirmiş olan Aybeg, Lahor ile Pencâb bölgesini de Tâc’üd-din Yıldız’dan aldı. 1210’da atından düşerek öldüğü zaman Bedâun’da damadı İl-tutmuş, Uc’da öteki damadı Kabaca, Bengal’de onun tâyin ettiği Kaymaz bulunuyordu. Aybeg’in erkek çocuğu yoktu. Şems’üd-din İl-tutmuş, bütün Kuzey Hindistan’ı elinde toplayarak “Şemsiyye hânedânını kurdu (1211-1266). Devleti, Delhi başkent olmak üzere, büyük kısmı ile Pencâb’ı ve Multan’ı, Lahor’u, kuzeyde Gazne’ye kadar uzanan bölgeleri ihtiva ediyordu.  Moğollar’dan kaçan kalabalık Türk kitlelerini memleketine kâbul etmek suretiyle, Kuzey Hindistan’da Türk İslam kültür hayatının devamını sağlayan İl-tutmuş, 1235 yılına kadar Bengal, Gwalior’dan başka Uccayn’ı da kendine bağladı ve Halife kendisini “Hindistan Sultanı” olarak tanıdı (1229). Ölümü (1236)’nden sonra, kabiliyetsiz oğlunun yerine, kızı Raziyye, Sultan oldu (1236-1239). Fakat babasının yetiştirmiş olduğu “Çihlgân” diye anılan 40 kumandan karışıklık çıkardılar. Bunlar otorite tanımaz kimseler olmakla beraber yurtlarına Moğollar’ı sokmayacak kadar vatansever idiler. Nihayet Şemsiyye âilesinden Nâsreddin Mahmud inzibatı sağlamak için 40’lardan Balaban’ı iş başına getirdi. Nâib sıfatıyla faydalı işler gören Balaban, Mahmud’ın 1266’da ölümü ile, kendisi Delhi Sultanı oldu (Balaban Hânedânı: 1266-1290). Moğol hücumlarını durdurdu. Lahor’dan Moğol baskısını uzaklaştırdı, memleketi imâr etmeğe çalıştı. Yerine torunu Keykubâd geçti (1287-1290). Fakat kısa zamanda devletin askerî gücünü meydana getiren Kalaç Türkleri başbuğlarından Celâleddin Firûz’a intikal etti (Kalaç Hânedânı: 1290-1320).
Firûz Moğol akınlarını püskürttü (1291). Yeğeni Muhammed Kalaç’a Dakkan üzerine bir sefer yaptırdı. Bu ordu Deogir Devleti merkezine (bugün Allah-abâd) girmeğe muvaffak oldu (1295). Firûz’un yerine geçen Muhammed Kalaç (1296-1316) bütün Malva bölgesini, Raçputana’yı, Gücerat’ı zapt etti. “Sultan-ı a’zâm” diye anılıyordu. Ölümü üzerine çıkan karışıklıklar içinde Gıyâseddin Tuğluk iktidara geldi (Tuğluk Hânedânı: 1321-1413).
Asayişi sağlayan, teşkilâtı nizâma sokan, su kanalları açtıran Tuğluk, Bengal’e de tamamiyle hâkim oldu. Telingana’yi Delhi’ye bağladı. Başkent’in adını Sultan-pûr’a çevirdi. Oğlu Muhammed Tuğluk (1325-1351) bir aralık devlet merkezini güneydeki Deogir’e nakletti. Çok mağrur bir adamdı. Çin’i zapt etmeyi düşünüyordu. Huzursuzluk baş gösterdi. Bengal devletten ayrıldı (1339). Firuz Tuğluk zamanı (1351-1388) bir nevi toparlanmakla geçti. Kuzeyde Timur hâkimiyeti dolayısıyla Hindistan’a Türk akını kesildi. Firûz oldukça dindar bir hükümdardı. Yerli Müslümanlarla çok sıkı bağları oluştu. sonraki 10 yıl içinde (1397’ye kadar) Delhi tahtına 7 kişinin çıktığı görüldü. Vilâyetler istiklâllerini ilân ettiler. Nihayet Delhi’de idare Afganlı Seyyid âilesinin eline geçti (1414).
 Delhi Türk Sultanlığını yönetenler
1.Kurucu hükümdar Kutb’üd-din Aybeg
2. Şemsiyye hânedânı
3.Raziyye, Sultan ( Hanım hükümdar)
4.Kalaç Hânedânı
5.Tuğluk Hânedânı

Delhi Türk Sultanlığını enteresan kılan devleti bir tek hanedanın değil bir kurucu hükümdar ve üç ayrı Türk hanedanının devleti  yönetmiş olmasıdır.Ayrıca kısa sürede olsa bir hanım sultan tarafından yönetilmiş olmasıdır.
Kaynak:
Tarihte Türk Devletleri, C.I, Ankara Üniversitesi, Ankara 1987, s. X + 422.
Tarihte Türk Devletleri, C. II, Ankara Üniversitesi, Ankara 1987, s. VI + (423-816) + 16 Harita.
Tarihte Türk-Hint İlişkileri Sempozyumu Bildirileri (31 Ekim-1 Kasım 2002), AKDTYK-TTK, Ankara 2006, s. X + 369.

ERETNA BEYLİĞİ-DEVLETİ (1335-1381)

ERETNA BEYLİĞİ-DEVLETİ (1335-1381)

Eretna Beyliği, Selçuklu Devleti yıkılmak üzereyken kurulan devletlerden olmadığı için Anadolu beylikleri arasında genelde sayılmaz. 

Eretna Beyliği, soyu Uygur Türklerine dayanan Eretna Bey 1335 yılından itibaren Sivas ve Kayseri merkez olacak şekilde bölgede hüküm sürmeye başlamıştır. İlhanlıların Anadoludaki son valisi olarak görülmektedir.

İlhanlıların Anadolu valisi Emir Çobanoğlu Demirtaş Mısır'a kaçtığı sırada Noyan unvanına sahip olan Alaeddin Eretna Bey'i kendisine vekil tayin etmiştir. Kurnaz ve tedbirli hareket eden biri olan Eretna Bey, Moğollara sadakat göstermiştir. Bulunduğu mevkisini muhafaza eden Eretna Bey İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın vefat etmesinden sonra meydana gelen saltanat kavgalarında kurnaz davranmıştır. Akıllı ve kurnaz davranışları neticesinde Anadolu valiliğini bir şekilde elinde tutabilmeyi başaran Eretna Bey, taht kavgalarının yaşandığı dönemden zararsız bir şekilde çıkmış ve yoluna devam etmiştir.
Daha fazla itibar kazanması ve büyümesini engellemek amacı ile 1343 yılında Demirtaş'ın oğlu Küçük Şeyh Hasan Eretna Bey üzerine birlikler göndermiştir. Yapılan muharebelerde Şeyh Küçük Hasan mağlup edilince Eretna Bey durumdan faydalanarak hükümdarlığını ilan etmiştir.
Erzurum, Tokat, Sivas, Amasya, Kayseri, Ankara ve Aksaray bölgelerini içine alan Eratna Beyliği bölgede hüküm sürmeye başlamıştır. Anadolu halkı Moğollardan gördükleri muameleden sonra Eretna Bey'in tutum ve davranışlarından etkilenmiş, hak ve adaleti sağlayan Eretna Bey'in destekçisi olmuşlardır. 
1352 tarihinde Eretna Bey'in vefatı üzerine yerine önce oğlu sonra da torunu geçmiştir. Fakat Eretna Bey gibi ülkeyi yönetemeyen sülalesi dönenimde bölgedeki valiler nüfuzlarını arttırmayı başarmıştır. Buna karşılık Eretna Bey'in oğlu ve torunu nüfuz kaybetmeye başlamış, bölgedeki otoriteleri giderek yıpranmıştır.
1380 yılında Eretna Bey'in torunu Ali Bey vefat edince yedi yaşındaki oğlu hükümdar olmuştur. Fakat genç yaştaki çocuğa bırakılan ülke yönetimi istenilen sonuca ulaşamamış, bu çocuğa vasi olan Kadı Burhaneddin yönetimi ele geçirmiştir. Eretna Beyliği'nde söz sahibi olan en nüfuzlu şahsiyet Hacı Şahgeldi'yi katlederek 1381 yılında Eretna Beyliği'ni ortadan kaldırmış ve kendi hükümdarlığını ilan etmiştir.

Öne Çıkan Yayın

Fenikeliler Diye Bilinen Kenanlılar

Fenike Fenike haritası‏ Fenikeliler ( Rumca : Phoiníkē ),  Antik çağda  yaşamış  Sami  ırkından  Akdenizli  bir kavimdir. Tarihleri Fen...